top of page

Bu sayfa “Anayasamızın 2. maddesinde yer alan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin nitelikleri ile ilgili uygulamalara toplum hayatından örnekler verir.” ve “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yönetim yapısını yasama, yürütme ve yargı kavramları çerçevesinde analiz eder.” Kazanımlarına uygun olarak hazırlanmıştır.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN NİTELİKLERİ

Anayasa
Anayasa temel kanundur. Yürürlükteki kanunlar anayasaya aykırı olamaz. Devletin temel yapısını, işleyiş biçimini, kişilerin hak ve özgürlüklerini belirleyen devlet ile halk arasında yapılmış bir sözleşmedir. Anayasa'nın ilk 3 maddesi değiştirilemez.Bu maddeler şöyledir;
MADDE 1. - Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
MADDE 2. - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir Hukuk Devleti'dir.
MADDE 3. - Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "Istiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır.
Madde 4- Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Madde 5- Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti, ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmeği için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
Madde 6- Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. 
Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.
Demokratik Devlet
Demokrasi; egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olmasıdır.
Demokrasilerde belli dönemlerde yapılan seçimlerle halk temsilcilerini belirler. Böylece millet temsilcileri aracılığı ile kendi kendini yönetir.
Vatandaşlar kanunlara göre seçme ve seçilme hakkını kullanır. Herhangi bir baskı olmadan istediği siyasi partiye oyunu verir. Aynı zamanda istediği siyasi partiye üye olabilir ve partisi için çalışabilir.
Herkesin eşit oy hakkı vardır. Seçimlerde oylama gizli, oy sayımı ise açık yapılır.    Demokrasilerde, devleti yönetme yetkisi hiçbir zaman bir kişiye veya belirli bir zümreye bırakılamaz.
Demokrasilerde, kişiler özgürce düşünür ve düşündüğünü ifade eder.

Anayasanın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin niteliklerinden bahsedilirken demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir.

Demokratik Devlet

Demokrasi egemenlik hakkının kayıtsız şartsız millete ait olduğu bir yönetim şeklidir.

Demokrasilerde ülkeyi yönetme ve yasa yapma yetkisi bir partiye bir kişiye ya da bir zümreye ait değil halkın tümünü aittir. Halk bu yetkisini seçimler yoluyla yönetime getirdiği temsilcileri aracılığıyla kullanır. Belli dönemlerde yapılan seçimlerde halk temsilcilerini belirler. Vatandaşlar kanunlara göre seçme ve seçilme hakkına sahiptir ler. Herkesin eşit oy hakkı vardır. Seçimlerde oylama gizli oyların sayımı ise açık yapılır. Ülkemizde genel seçimleri dört yılda bir yapılmaktadır.

Demokratik ülkelerde devlet milletin güvenlik huzur ve refahını sağlamakla görevlidir. Devlet milletin menfaatlerini gözetir. Türkiye cumhuriyeti devleti bu özellikleri taşıyan bir devlettir.

Demokratik bir devletin temel özellikleri nelerdir?

Atatürk demokrasinin önemini şu sözleriyle belirtmiştir.

“Bizim milletimiz temelinden demokrattır. Kültürünün geleneklerinin en derin geçmişe ait dönemleri bunu doğrular… Türk milleti en eski tarihlerinde ünlü kurultaylarıyla bu Kurultaylar da devlet başkanlığını seçmeleriyle demokrasi fikrine ne kadar bağlı olduklarını göstermişlerdi.”

Lâik devlet

Laik devletlerde din ve devlet işleri birbirinden ayrılır. Vatandaşlara inanç ve ibadet özgürlüğü tanınır. Ülkemizde herkes İstediği dine inanmakta istediği ibadeti yapmakta özgürdür.Hiç kimse inancından dolayı veya yapmış olduğu ibadetlerinden dolayı Kınanamaz suçlanamaz.

Sosyal devlet:

Türkiye cumhuriyeti devletinin bir başka niteliği de sosyal devlet olmasıdır. Sosyal devlet ilkesi anayasamıza 1961 anayasası ile girmiş ve 1982 anayasasında yerini korumuştur. Sosyal devlet çıkardığı kanunlarında ve yapmış olduğu uygulamalarında halkın yanlarını gözeten devlettir.

Sosyal devlet ayrımı gözetmeksizin her vatandaşını eşit kabul eder ve herkese hizmet götürmeye çalışır. Sosyal devlet anlayışında devlet halkı için vardır ve halk için çalışır. Devlet; eğitim-öğretim, sağlık, yol, su elektrik ve iletişim hizmetini vatandaşlarına ulaştırmak zorundadır.

Hukuk devleti:

Bir toplumun düzen içinde yaşamasını sağlayan kuralların bütününe hukuk denir.

Türkiye cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü ilkesini kabul etmiştir.

Bu ilke adalet kavramının temelini oluşturur.

Hukuk devletinde herkes kanun önünde eşittir. Ayınca her devlet kurumunun görev ve yetkileri anayasa ve yasalarla belirlenmiştir. Hiç kimse anayasa ve yasalara aykırı davranamaz.

Bir hukuk devletinde yaşamak vatandaşlar için önemlidir. Çünkü hukuk devleti vatandaşın canını malını temel hak ve hürriyetlerini güvence altına alır.

Haksızlığa uğradığına inanan kişi mahkemeye başvurabilir. Kanunlara göre hükümlerin verildiği mahkemeler adaletin gerçekleştiği yerlerdir.

Devletimizin sosyal devlet olma niteliğine örnek başka hangi uygulamaları gösterebilirsiniz?

Kuvvetler ayrılığı

Atatürk'ün öncülüğünde 29 Ekim 1923 yılında cumhuriyet ilan edildi ve milli egemenlik esasına dayalı yeni bir devlet kuruldu. Anayasamızın ilk maddesine göre devletimizin şekli cumhuriyettir. Türkiye cumhuriyeti devleti demokratik bir yönetim yapısına sahiptir. Anayasaya göre milli egemenlik hakkını yine anayasada belirlenen esaslara göre yasama yürütme ve yargı organları eliyle kullanır.

Türkiye cumhuriyeti devletinde yaşama yetkisi Türkiye büyük millet Meclisi, yürütme yetkisi cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu, yargı ise bağımsız mahkemelerce kullanılır. Bu duruma “ kuvvetler ayrılığı” denir.

Yasama yetkisi:

Yasa denince anayasa ve anayasaya uygun olarak hazırlanan kanun yönetmelik ve kararnameler gibi yazılı kurallar akla gelir. Bu kurallar temel hak ve hürriyetleri korur. Yasalar, devletin toplum üzerindeki otoritesini sağlar ve toplumun düzenini korur.

Toplumun ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan kanun tasarısı Bakanlar Kurulu tarafından, kanun teklifi ise milletvekilleri tarafından TBMM başkanlığına verilir. TBMM başkanı kanun teklifini görüşülmek üzere ilgili komisyona gönderir. Kanun tasarısı veya tekliflerinin anayasaya uygun olup olmadığını inceleyen komisyon bir rapor hazırlar ve genel kurul gündemine alınmak üzere TBMM başkanlığına sunar. Genel kurul görüşmelerinde tasarı veya teklifin önce tümü hakkında siyasi parti gruplarına, hükümete ve milletvekillerine belli sürelerde söz verilir. Daha sonra oylama yapılarak tasarı veya teklifin maddeleri zerindeki görüşmelere geçilir. Maddelere geçilmesi kabul edilmediği takdirde tasarı ya da teklif reddedilmiş demektir.

Genel kurulda kabul edilen tasarı veya teklif kanunlaşmış sayılır. Yürürlüğe giriebilmesi ve uygulanabilmesi için Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulur. Kabul edilirse on beş gün içinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girer.

Cumhurbaşkanı bazı kanunları onaylamayabilir ve yeniden görüşülmek üzere meclise gönderir. Yani kanunu veto eder. Kanun meclis tarafından değiştirilmeden kabul edilirse Cumhurbaşkanı kanunu onaylamak zorundadır. Cumhurbaşkanı isterse kanunun iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir.

Yürütme yetkisi:

Yürütme, kanunları uygulama yetkisidir. Anayasamızda bu yetkinin kullanıyla ilgili madde şöyledir:

Madde 8- Yürütme yetkisi ve görevi Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.

 

Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Görevlerinden bazıları şunlardır:

  • TBMM’yi gerektiğinde toplantıya çağırmak

  • TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermek

  • Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek

  • Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek

  • Sürekli hastalık, sakatlık veya kocama sebebiyle belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak

  • Uluslar arası anlaşmaları onaylayıp yayınlamak

  • Milli Güvenlik Kurulu’nu toplantıya çağırmak

  • Üniversite rektörlerini seçmektir.

 

 

Bakanlar kurulu:

Diğer adı da hükümet olan Bakanlar Kurulu, başbakan ve bakanlardan oluşur. Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Cumhurbaşkanı genellikle mecliste çoğunluğa sahip partinin genel başkanını başbakan olarak görevlendirir. Başbakan da bakanları belirler ve Cumhurbaşkanının onayına sunar. Bakanlar meclis dışından da seçilebilir. Hükümetin görevi vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini kullanabilmeleri için yasaların uygulamasını sağlamaktır.

Yargı yetkisi:

Yargı yetkisi, bağımsız mahkemelerin “vatandaşlar arasında çıkan anlaşmazlıkları çözmek; devlet ve vatandaş arasındaki anlaşmazlıkları gidermek, hukuk düzenine uymayanlara hangi cezanın verileceğini belirlemek” yetkisi olarak tanımlanabilir.

Anayasamıza göre devletin hukuki işlemlerinin tamamı, yargı denetimindedir. Anlaşmazlığın olduğu her yerde yargı vardır. Yargı organları kişiler arasında çıkan uyuşmazlıkları yasalara uygun olarak çözümler. Dava konusu ne olursa olsun, bir mahkeme “Türk milleti adına” yargı yetkisini kullanmak zorundadır. Mahkemelerin yargı yetkisi tamamen bağımsızdır.

Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir.

Anayasamıza göre yargı kararları da denetlenebilir. Mahkemeler, normal mahkemeler veya yüksek mahkemeler olmak üzere ikiye ayrılır.

Vatandaşlar mahkeme kararına itiraz ederek üst mahkemeye başvurabilirler. Bu mahkemelerde görüşülen davanın sonucu kişiye bildirilir. Böylece uyuşmazlık adil bir çözüme kavuşmuş olur.

Yüksek mahkemeler şunlardır:

Anayasa mahkemesi: 1961 Anayasası ile kurulmuştur. Amacı anayasada yazılı temel hak ve özgürlükleri korumak, TBMM tarafından çıkarılan yasaların anayasaya uygun olup olmadığını denetlemektir. Anayasaya uygun olmayanları iptal eder. Ayrıca vatandaşlar anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini iddia ediyorlarsa bireysel olarak Anayasa Mahkemesine başvurabilir.

Yargıtay: adliye mahkemeleri tarafından verilen ve kanunun başka bir adli yargı makamına bırakmadığı karara ve hükümlerin son inceleme yeridir.

Danıştay: Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yürütme organlarına yardımcı olan inceleme, danışma ve karar organıdır. Yönetimin yargı yoluyla denetlenmesi görevini yerine getiren bir idare mahkemesidir.

Bunların dışındaki yüksek mahkemeler ise Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Uyuşmazlık Mahkemesidir.

Ayrıca haklarının çiğnendiğine inanan vatandaşlar bütün iç hukuk yollarını kullandıktan sonra hak ihlalleri ortadan kalkmazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(AİHM)’ne kişisel olarak başvurarak haklarını arayabilirler.

bottom of page