

EL ELE
• Aşı bizi bütün hastalıklardan koruyabilir mi?
• Aşı ömür boyu koruyucu mudur?
• Hangi yaşlarda hangi aşıları olmanız gerektiğini biliyor musunuz?
Bataklıkların, evlerde kullanılan suyun ve sivrisineklerin salgın hastalıkların davetçisi olduğunu biliyor muydunuz? Tifo, sıtma ve nezle bu salgın hastalıklardan sadece birkaçıdır. WHO (Dünya Sağlık Örgütü) her yıl en sık rastlanan nezle virüsüne karşı aşı olunmasını tavsiye ediyor.
Siz, tıp alanındaki gelişmelerle bulaşıcı ve salgın hastalıklar arasında nasıl bir ilişki kuruyorsunuz?

KEŞİFLER VE BULUŞLAR
Sağlık: Mikroplarla Savaş
19. yüzyıla gelinceye kadar salgın hastalıklar yüzünden Avrupa'da çok sayıda insan ölüyordu.
Hijyenik olmayan ortamlarda yapılan ameliyatlar, kangren ve kan zehirlenmelerine yol açıyordu.
Bu şartlar altında yapılan cerrahi tedaviler çoğu kez ölümle sonuçlanıyordu. 19 ve 20. Yüzyıllarda hastalıklara karşı savaşta çok önemli adımlar atıldı.
Mikroplar ve Hastalık
• 1676 yılında Hollandalı A.Van mikropları ilk kez mikroskop altında inceledi ancak bu mikropların hangi hastalığa yol açtığını açıklayamadı.
• 1796 yılında İngiliz Jenner (Cenır) çiçek hastalığına karşı ilk etkin aşıyı geliştirmeyi başardı.
• 1864 yılında Amerikalı Salk (Solk), çocuk felci aşısını buldu.
• 1865 yılında Fransız Pasteur (Pastör) mikropların hastalıklara yol açtığı yolundaki teorisini
yayımladı.
• 1885 yılında Pasteur, kuduz hastalığına karşı bir aşı hazırladı. Pasteur, zayıflatılmış hastalık
mikroplarının vücuda verilmesiyle organizmanın o hastalığa karşı korunabileceğini ispatladı.
"KEŞİFLER VE BULUŞLAR" bölümünde tıp tarihindeki bazı gelişmeleri görüyorsunuz.
• Sizce dünyanın bir ülkesindeki tıbbi gelişmeler diğer ülke insanları tarafından da hemen kullanılabilir mi? Neden?
• Bir ülkede yapılan keşiflerin dünyadaki insanlar için önemi hakkında neler düşünüyorsunuz?
• Alım gücü veya sağlık güvencesi olmayan bir kişi düşününüz. Sizce bu kişi, sağlığı için gerekli olan bilimsel buluş ve gelişmelerden nasıl yararlanabilir?
Doku ve organ naklinin bir gazetede haber olarak yer alması neden önemlidir?

En az doku nakli kadar kan bağışı da sağlık sorunlarının çözümü açısından son derece önemlidir.
Kan ihtiyacının giderilmesi için Türk Kızılayı elinden geleni yapmaktadır. 1957 yılında Ankara ve İstanbul'da ilk kan merkezini kuran Kızılay, günümüzde ülkemizin kan ihtiyacının yüzde 45'ini karşılamaktadır.
Yurdun çeşitli yerlerinde kan merkezleri ve kan istasyonları kurmuştur. Kızılay, Sağlık
Bakanlığı ve ilgili sivil toplum kuruluşları ile birlikte "Donör (bağışçı) Kazanım Projesi"ni hazırlamıştır.
En son teknolojinin kullanıldığı bu yerlerde yapılan faaliyetleri nasıl değerlendiriyorsunuz?